12.09.2011

"Etin Sesi" Açık provalar ile devam ediyor...


“ETİN SESİ”
Tasarlayan/Oynayan: Evren Erbatur

Açık Prova Tarihleri: 14, 15, 16 Eylül 2011, saat 20.30

Yer: Tiyatro Araştırma Laboratuvarı (TAL)
Cumhuriyet Caddesi, Letafet Apartmanı, Şehir Tiyatroları Müdürlüğü Binası
No:89 Kat:2 Elmadağ

Bilgi ve Rezervasyon için: www.tal.org.tr; talistanbul@gmail.com;
0212.455.39.00 (162); 0505.947.75.59
evadus.evadus@gmail.com

(Stüdyomuz küçük olduğu için hangi gün gelebileceğinizi bildirmenizi rica ederiz.

“Etin Sesi” projesinde, beden dramaturjisi hakkında yaptığım çalışmaların uğrak noktalarından biri olan, “bedenin incinebilirliği” kavramını, oyuncunun metinle kurduğu ilişki üzerinden ele almak istedim. Burada yöneldiğim nokta, kelimelerin oyuncu tarafından nasıl bedenlileştirildiğidir. Oyuncu konuşurken ve hareket ederken bir artikülasyon oluşturmaktadır, bir söyleme biçimi meydana getirmektedir. Burada konuştuğu –ve hareket ettiği metnin- dinamikleri dışında, kendine özgü bir dinamik de yaratma arayışı içine girer. Peki, bunu ortaya çıkartmak için, bir şeyleri tersine çevirmek mümkün mü? Şunu düşündüm, oyuncu kimin sözlerini söyler? Oyuncu tam da konuşmaya başladığı anda, söyleyeceklerinin kendi sözleri olmadığını fark ederse ne olur? Bu fark etme anını, halini oynamaya başlayabilir mi? Böylece, oyuncunun dramaturjik potansiyelini ortaya çıkartacağı şekilde, hem ona destek olma hem de farklı bir araştırma yapma isteği “Etin Sesi” projesini oluşturdu.

Bu soruların yanıtını aramak üzere açığa çıkan bir metin söyleme ihtiyacı, tiyatroya, oyuncuya ve metne yaklaşımı yüzünden projeyi Antonin Artaud’ya yöneltti. Çünkü Artaud şöyle seslenmekteydi bir yazısında, “benim acılarım yalnız düşünmeyle ilgili değil, etimden de ruhumdan da derdim var… Diyebilirim ki ben, gerçekten bu dünyada varlık olamadım; bu yalnızca zihinle ilgili bir durum değildir. Nasılsam öyle görünmeyi yeğlerim, varlık olmayışımla…” Böylece “Yaşayan Mumya” metni ilk kez Mayıs 2010’da GalataPerform’da sunuldu. Bir yıl boyunca kağıt üstünde ya da alıştırmalarla sınırlı kalan proje, Mayıs 2011 itibariyle TAL araştırma projesi haline geldi. TAL’de şimdiye dek gerçekleşen iki açık prova sonrasında ortaya çıkan en önemli nokta, sadece metnin söyleniş biçiminin değil, hareket etmenin de farklılaştığı bambaşka durumların oluşmasıdır. Kendiliğinden gelen, kendi itici gücüne sahip ses, söz, jest, hareket dizileri birbirine karışarak, ortaya zamansız, uzamsız bir çağrışımlar ağı bırakmaktadır.

Projenin çalışma yöntemine dair yanıtlar ise, başka sorulardan ortaya çıktı. Gösteri nedir? Neden prova yaparız? Gösteri için prova yapıyoruz, ama gösteri bir sonuç mu? Belki de prova yapmak için gösteri yapıyoruz. Öyleyse, provada ne yapıyoruz? “Etin Sesi” böyle bir mantık içinde çalışılabilir mi? Nereye kadar? Projeyi seyircilerin katılacağı açık provalar süresince ortaya çıkartma düşüncesi heyecan verici görünmeye başladı. Bu yüzden, her açık prova öncesinde, projenin ilerleyişi hakkında bilgi vermeyi, sonunda ise seyirciler ile gördükleri, düşündükleri, hatırladıkları, duyumsadıkları hakkında konuşmayı planlıyorum. Her gösteri sonunda yapılacak olan fikir alışverişleri, sonraki gösterimlerin malzemelerine dönüşecek mi? Nasıl? Bunu birlikte göreceğiz!