15.01.2016

GÖSTERİ SANATLARINA TÜRKİYE’DEN BİR KESİT

GÖSTERİ SANATLARINA TÜRKİYE’DEN BİR KESİT

(Bu yazı Ocak 2016'da yazılmış ve http://www.greek-theatre.gr 'de yayınlanmıştır.)

Bu yazıda, Türkiye’de gerçekleşen tiyatro, dans ve hareket çalışmalarına yönelik genel bir bakış açışı oluşturulması hedeflendi. İçeriği oluştururken toplulukların niteliklerine, estetik eğilimlerindeki farklılık ya da yeniliklere, yapımların temalarına, tiyatro mekânlarına ve son yıllarda gerçekleşen dikkat çekici değişimlere bakıldı. Mümkün olduğunca çok topluluğa ve yapıma yer verilmeye çalışılmış olsa da, yazının da bir sınırı olduğundan, alternatif tiyatro sahneleri ve çalışmalarında yukarıdaki başlıklar açısından farklılıklar gösteren yapımlar üzerinden bir çerçeve çizildi. Türkiye’de gösteri sanatlarına yönelik üretimlerin tamamına yakını İstanbul’da olduğundan örnekler ve saptamalar bu açıdan sınırlandı.

Türkiye’de politik ve buna bağlı olarak toplumsal olarak gün geçtikçe muhafazakârlaşan bir bakış açısında, ayrıştırıcı, düşmanlığı körükleyici bir nefret kültürünün oluşturulduğu, demokratik siyaset yapmanın imkansızlaştığı, kendini temsil etme hakkının, kamusal alanda görünür olmanın, istenmeyen konuları gündeme almanın, üzerini örtmeksizin tartışmaya açmanın suç ya da ahlak dışılık sayıldığı, toplumsal muhalefet etkinliklerinin baskılandığı, sansür, fiziksel ve psikolojik şiddet, cinayet, terör ortamında yaşamaya, sabır ve inançla sanat üretilmeye/tüketilmeye çalışılıyor. Bu tabloya ve ülke genelinde her geçen gün şiddeti daha fazla hissedilen, siyasi ve toplumsal olumsuzluklara rağmen 2015-2016 sezonu şaşırtıcı bir hız ve yoğunlukla başladı. Aynı tempoda da devam ediyor.

İstanbul’da iki yaka her gün bir araya gelir. Asya’dan Avrupa’ya… Avrupa’dan Asya’ya… İki yakanın da kendine has biçimlenişi ve tarihi vardır. Gösteri sanatları algısı açısından, Avrupa Yakası çok eskiden beri daha gözde olmuştur. Doğruya doğru… Ne var ki, son yıllarda Asya Yakası da -özellikle Kadıköy ilçesi- hem sosyal hayatın hem de kültür hayatının buluştuğu bir nitelik kazandı. Bunun, tamamen olmasa da şehrin Avrupa yakasındaki merkezlerinden Taksim ve Beyoğlu civarındaki topyekün değişimden etkilendiği fark ediliyor. Çünkü mekânın bir izi var, şekillendirip, konumlandırıyor, duyulara ve hafızaya sesleniyor, inşa ediliyor, yıkılıyor, yeniden yapılanıyor.

İstanbul’daki alternatif tiyatro mekânları deyince ise akla şöyle bir görüntü geliyor. Sıcak, kendine özgü bir atmosfer, fuayede küçük bir cafe, 60-70 kişilik seyirci kapasiteli bir seyir alanı, laboratuar sahnesini ya da stüdyoyu andıran küçük ya da alçak tavanlı bir oyun alanı… Devlet desteği yok ya da kimi projeler için zaman zaman, bireysel sponsorlar, gönüllü bağışçılar, kart uygulamaları, mekân yararına sahnelenen konuk oyunlar… Kolektif ve yatay hiyerarşide ilerleyen çalışma disiplini, genç ve dinamik bir ekip, araştırma-geliştirme, uluslararası ve yerel işbirlikleri, disiplinlerarası çalışmalar… Galata Perform, Kumbaracı 50, Çıplak Ayaklar Stüdyosu, Kadıköy Terminal Sahne, 2. Kat, Tiyatro D 22, Tatavla Sahne, Şermola Performans, Kadıköy Theatron gibi aralarında beş, on yıllık zaman dilimleri olsa da benzer süreçleri yaşayan mekânlar örneklendirilebilir.

Mekânın, o mekânı işleten/yürüten topluluğun sürekliliği için bağlayıcı bir öğe olduğu çok açık. Öncelikle provalar için ortak bir alan sunuyor ve repertuar oluşturma kapasitesini destekliyor. Ancak, zaman içinde fark ediliyor ki, “burası”, sadece onu yöneten topluluk için değil, sahne alan diğer topluluklar ve bir bakıma onu sahiplenen seyirci için de önemli bir ortam haline geliyor. Ortak mekân kullanımı konuk yapımlara bir alan açarken, yürütücü topluluğa da bir bütçe oluşturuyor. Gösteri sanatlarına yönelik farklı içerikteki atölye ve dersler, zaman zaman residance olarak, zaman zaman ücretsiz kullanıma da ev sahipliği yapıyor. O mekân için tasarlanan ya da mekânın yapısı yüzünden o şekilde biçimlenen oyunlar, ister istemez Türkiye’deki genel bir tavrı da gözler önüne seriyor. Koşullara göre çözümler üretirken ortaya çıkan ilham ve yaratıcılık…
Dönüşüm meselesi de artık bir zorunluluk gibi İstanbul’da, çünkü sürekli yapılanan şehir bir süredir kentsel dönüşüm kaygısına –ve siyasi iktidarın beğenisine ticari beğeniye - göre “yıkılıp, yeniden inşa edilen binalar merkezi” haline gelmiş durumda. Buna bağlı olarak, mekânından çıkmak zorunda olan topluluklar da kapatılan tiyatro mekânları da çoğalıyor. Yine de bu durumun sanatçıları yıldırmadığı, aksine “nasıl devam ederiz?” sorusuna yanıtlar buldukları, hatta bu dönüşümden yararlanarak kendi tiyatrolarını açtıkları görülüyor. Hemen üç örnek verilebilir. Tiyatro Kast, yer aldıkları binanın el değiştirmesinden sonra, çalışmalarını hali hazırda iş birliği içinde oldukları Kadıköy Terminal Sahnesine taşıdı. Mekan Artı beş yıldır yer aldığı Elmadağ’daki mekanları kapanmak zorunda kalınca, bu sezon Çemberlitaş’taki tarihi Şafak Sineması salonlarından birini tiyatro mekanına dönüştürdü. Moda Sahnesi, Kadıköy’de 40 yıldır varlığını sürdüren ancak bakıma muhtaç bir hale gelmiş Moda Sineması’nın dönüştürülmesi ile yaşam buldu. Sıfırdan yapılan mekânda, -daha küçük iki stüdyo dışında- 250 kişinin üstünde seyirci kapasiteli, sahne kullanımına göre değişebilen modüler yapıda, tiyatro, dans ve konserler için uygun bir salon meydana getirildi.

Gösterilere bakıldığında kentsel dönüşüm, mutenalaşma gibi kavramların doğrudan etkili olduğu da görülüyor. Bu sezon Altıdan Sonra Tiyatro’nun yerlerinden edilmiş bir müzikhol çalışanlarının Kumbaracı 50 sahnesine ortak oluşlarını konu alan Yalınayak Müzikhol; 2.Kat’ın bahçeli, meyve ağaçlı, dededen kalma bir evin siteye dönüşümünü ele alan Cambazın Cenazesi; GalataPerfom’da Yeşim Özsoy Gülan’ın yönettiği İstanbul’un katmanlı kültür ve coğrafyasından karakterlerini aynı mekânda toplayan İz; Tiyatro TEM’in 2010 yılından bellek ve mekânı ilişkilendiren oyunları Beraber ve Solo Şarkılar; koreograf Ayrin Ersöz’ün 2010 yılında Roman kültürünü Osmanlıdan günümüze taşıdığı, şehrin yıkılan bir bölgesini ve dansı kimliklendirdiği Dans Etmek Ya da… adlı gösterisi örnek verilebilir.

Dış mekân kullanımı denildiğinde de, farklı örnekler olarak şu gösteriler akla geliyor. Proje ve uygulaması 2013 yılındaki Gezi Parkı olaylarının imajlarından hareket ederek Gonca Gümüşayak tarafından oluşturulan, kamusal alan ve sivil inisiyatif konularını irdeleyen bir sokak performansı Likit Politika; Tiyatro Artı’nın Karaköy sokaklarında cep telefonu ile tek bir seyirciyi dolaştırarak oynadığı Hayaletler, Seni Kim Gözetliyor? ve benzer bir mantıkla Beyoğlu sokaklarında geçen O’ndan Sonra oyunları; genelde mekân odaklı çalışan koreograf Tuğçe Tuna’nın Gövde Gösterisi adlı dans gösterisi… Bu son örnekte, İstanbul St.Pulcherie Lisesinin avlusundan başlayarak küçüklü büyüklü hemen hemen okulun bütün alanları kullanılıyor ve seyirci tüm gösteriyi dansçıları takip ederek izliyor.

Alternatif tiyatro tanımı Türkiye’de 90’lı yıllarda kullanılmaya başlandığında, hem içerik hem de biçim yönünden yeni arayışlara yönelen toplulukları anlamaya yönelikti. O dönemlerden Kumpanya, 5. Sokak Tiyatrosu, Bilsak Tiyatro Atölyesi, TiyatroOyunevi gibi belli başlı ancak uzun zamandır bu isimler altında üretim yapmayan veya dağılan grupları hatırlamak yerinde olur. Bugün için izlemeye alışık olunan ve kullanımında zorlanılmayan bu tanım, o dönemler için hayli çetrefilliydi. 2000’lerden sonra oluşan topluluklar için ise bu zemin olumlu bir başlangıç noktası oldu. Ayrıca, günümüzde araştırma/geliştirme ve eleştiri mekanizmasının daha etkili olmasının da payı büyük. 90’larda daha alaylı, kendi içinde kendi tanımladığı bir tiyatroya yönelik oyunculuk araştırması yapan ya da hâlihazırda profesyonel anlamda farklı kurumlarda çalışmakla birlikte alternatif çalışmalar yapmayı isteyen oyuncu ve yönetmenler yer alırken; 2000’lerden sonra, çoğalan oyunculuk bölümlerinin de etkisi ile üniversiteden hemen sonra bir araya gelen ve iş üretmeye başlayan genç toplulukların çoğalmış olması dikkat çekicidir.

Bugün etkin şekilde üretim yapan ve 2000 yılı öncesinden gelen Stüdyo Oyuncuları, BGST, Aydın Teker (koreograf), Emre Koyuncuoğlu (yönetmen); 2000’lerden Hareket Atölyesi, Ve Diğer Şeyler Topluluğu (Galata Perform), TALdans, Semaver Kumpanya (Çevre Tiyatrosu), Tiyatro TEM, Tiyatro Boyalı Kuş, Talimhane Tiyatrosu, Oyunbaz, Seyyar Sahne; 2005’lerden Altıdan Sonra Tiyatro (Kumbaracı 50), Çıplak Ayaklar Kumpanyası, Mezopotamya Dans, noland/Esra Yurttut (dansçı/koreograf), Dot, biriken, Tiyatro Kast, Tiyatro Adam, Tiyatro BeReZe, Tiyatro Neki/Merve Engin, Esmeray; 2010/2013’lerden Tiyatro D22, 2. Kat, Tiyatro Hal, Kadro Pa, Gnlev, Moda Sahnesi, İstanbulimpro (Kadıköy Terminal Sahne), Tiyatro Tatavla (Tatavla Sahne), Destar Tiyatro (Şermola Performans), Tiyatro Artı (Mekan Artı), Ekip Tiyatrosu, Tiyatro Hal, Craft, Karma Drama, Bulutiyatro; 2015’lerden Cazu Tiyatro (Kadıköy Theatron), Berika/Can Bora, Tatbikat Sahnesi, Gizem Aksu (dansçı/koreograf), Bedirhan Dehmen (dansçı/koreograf) sayılabilir.

İstanbul’daki toplulukların sahnelediği oyunlar genel olarak tarandığında, “mikro ve makro ölçekte şiddet” ana teması altında toplanmaları mümkün görünüyor. Bu ana temayı ortaya çıkaran temalar ise, cinsel kimlik, toplumsal cinsiyet, cinsel tabular, faşizm, etnik kökenler arası çatışmalar, aidiyet, yabancılaşma, kimliklenme, kimliğini fark etme, insan hakları/ihlali ve mücadelesi, toplumsal bilinç ve sömürü, birey ve kapitalizm etkisi, birey ve iktidarın eziciliği, kurallar ve kuraldışılık, etik değerlerin değişimi, yüzleşme ve/veya hesaplaşma ya da buna davet, terör, yerel panik, adalet, yasa, suç, gündelik yaşam koşulları, modern şehirde ayakta kalma gibi görülüyor. Bütün bu temaların içinde, Türkiye yakın tarihine eleştirel şekilde odaklanan oyunlar da farkediliyor.

Alternatif tiyatroların kendi bünyelerinde kendi yazdıkları oyunları sahnelemeleri yeni bir özellik olmasa da, 2010 yılından beri Türkiyeli yeni yazarların sayısındaki ve tiyatro topluluklarının kendi oyunlarını yazıp yönetmelerindeki artışın vurgulanması yerinde olur. Bu güncel, yerli oyun metni yazarları, gündemi yakalama konusunda oldukça başarılı görülüyorlar. Yiğit Sertdemir, Mirza Metin, Ahmet Sami Özbudak, Sami Berat Marçalı, Berkay Ateş, Ayşe Bayramoğlu, Ebru Nihan Celkan, Ufuk Tan Altunkaya, Didem Kaplan, Cem Uslu, Turgay Doğan örnek verilebilir. Bu noktada, Dot, Destar, Altıdan Sonra Tiyatro ve Galataperfom gibi toplulukların, çağdaş oyun metinleri üstüne uyguladıkları farklı projeler, bu projelerin çoklu yazar ve yönetmenler ile gerçekleştirilmesi yeni yazarlara yaratıcı bir alan açıyor. Bu projelerden 2006 yılından beri süregelen ve zaman içinde gelişerek zenginleşen “Yeni Metin/Yeni Tiyatro” örneklenebilir. Yeni metin yazımının ise, sahnelemeden bağımsız olmadığı görülüyor. Oyunculuk, beden ve hareket kullanımı aşamasında da çağdaş sahne metinleri oluşturuluyor. Ayrıca ağırlığı fiziksel performansa dayalı yapımlar ortaya çıkıyor.

Yazının başında da belirtildiği gibi, kimi topluluklar üzerinden farklı eğilimler de şu şekilde örneklendirilebilir. Tiyatro Adam 5. Frank ve Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi oyunlarında olduğu gibi, kalabalık kadrosu, kurduğu epik dil ve müzikal boyut, detaylı hareket/koreografi anlayışı ile yapımlarını üretiyor. Semaver Kumpanya’da sahneleme biçimi açısından iki damar olduğu fark ediliyor. Metot ve Veriler gibi daha kompakt, 3 ya da 4 oyunculu oyunlar ve ayrıca, Kuşlar ve Titus Andronicus gibi grup enerjisinin çok yüksek olduğu, hareket ve beden dilinin yoğun kullanıldığı, müzikal derecesine varan oyunlar da ortaya çıkartıyor. Dot, suratına tiyatro kavramının konuşulması, bu türde üreten yazarların popülerleşmesi, deneysel sahne ve hareket tasarımının geliştirilmesi açısından önemli bir tiyatro oldu. Son oyunu Zinnie Harris’in Kış Dönümü olan dot, kurulduğu günden bugüne, David Greig, Lucy Kirkwood, Dennis Kelly, Bryony Lavery, Mark Ravenhill gibi yazarların oyunlarını sahneliyor. Tiyatro TEM 10 yılı aşkın süredir geleneksel türler, kabare ve çağdaş tiyatroyu iç içe geçirerek ürettiği Alem Buysa Kral Übü, III. Riçırd Faciası gibi oyunlarıyla karakteristik bir yer edindi. Mezopotamya Dans ilk Kürt kadın dansçı Leyla Bedirxan’ın hayatından yola çıkan son gösterileri Leyla’da olduğu gibi, Alevi ve Kürt kültürünün geçmiş ve güncel hikayelerini sahneye taşıyor. DestAR Tiyatro 2008 yılında kurulduktan sonra tiyatrodaki arayışlarının yanı sıra, Kürt Tiyatrosu deneyime katkı sağlamak üzere Kürtçe oynanan ve Kürt hikayelerinden gelen yapımlar oluşturuyor. Hareket Atölyesi her projesinde teorik ve pratik araştırmaya yer veren, merkezine bedeni alsa da ihtiyaç duyulan her türlü medyanın kullanılabildiği, farklı yaşlardan ve deneyimlerden gelen katılımcılarının kişisel zihin ve beden hafızalarını sahne diliyle buluşturan bir topluluk oldu. Son projeleri Külkadın bu yaklaşımın olgunlaştığı gösteriyor. Melis Tezkan ve Okan Urun'un oluşturduğu sanat topluluğu biriken video, yerleştirme, performans araçları ile her projede farklı bir sahne düzeneği yaratıyor. Ele aldıkları özgün ya da uyarlanmış metinler yoluyla karakter/rol/kimlik arasındaki gitgelleri gösteriyor. Berika/Can Bora Dantel ve Kam gibi dans/tiyatro, video, animasyon ve Blue Screen tekniğini içeren disiplinlerarası yapımlar üretiyor. Moda Sahnesi’nde yönetmen Kemal Aydoğan; Maritz Rinke, Sibylle Berg, Koffi Kwahule, Stefan Tsanev, Koltes gibi yazarların metinleri ve kendilerini özellikle sinema ve televizyon oyunculuğu alanında kanıtlamış bir oyuncu grubu ile kendine özgü bir atmosfer yaratıyor. Semih Fırıncıoğlu, bu sezon başlangıcında Salt Karaköy’de, mekâna yönelik olarak tasarladığı dans tiyatrosu Uçuruma Doğru Lezzet Lokantası ile proje bazlı çalışmanın etkili bir örneğini verdi. Genç ve güçlü dansçılar ile eklektik, müzik dramaturjisinin de yoğunlukla hissedildiği bir gösteri sundu.

Son yıllara bakıldığında atölye ve eğitim programlarının en az mekân, topluluk ve gösteri kadar önem taşıdığı fark ediliyor. Klasik yapıdan ayrılan, farklı oynama ve hareket etme biçimlerine ve ayrıca belli bir tarzda derinleşme ihtiyacına yönelik bir alan ortaya çıkıyor. Buna ek olarak, yaz dönemindeki çalışmalarda da yoğunluk görülüyor. Bu açıdan Performans Araştırmaları Merkezi içeriği ile kurulan Tiyatro Medresesi ilgi çekici bir örnek. Düzenlemekte olduğu atölye çalışmaları, tiyatro kampları, paneller ve konferanslarla Türkiye tiyatrosunda araştırma faaliyetine gereken önemin gösterilmesini vurgulamayı, farklı disiplindeki sanatçıların ve seyircilerin karşılaşmasını sağlamayı, sanatçıların sınırları ile oynayabilecekleri, yaratıcı bir alan hazırlamayı amaçlıyor. Tiyatro Medresesinde bu yaz düzenlenen kamplardan bazıları ise şöyle örneklendirilebilir. Suzuki – Viewpoints – Kompozisyon: Fiziksel Tiyatro Ve Yaratım Süreci (Fatih Gençkal), Uluslararası Michael Chekhov Atölyesi (Ulrich Meyer-Horsch), Solo Performansa Doğru (Aleksandra Kazazou), Hareket, Eylem Ve Diyalog (Celal Mordeniz Ve Erdem Şenocak)
Yazarı açısından, bu yazının arka planında, tiyatroya, dansa, sanatçıya, seyirciye, sanat yapmanın anlamına, sanatın mekânına, eleştiriye, sanat ve iktidar ilişkisine, devlet ve sanat ilişkisine, kültür politikalarına, bireysel ve toplumsal politikalar ile sanat ilişkisine dair pek çok soru ortaya çıktı. Ve bu sorular, Türkiye’de sanat yapmanın, sanat ile uğraşmanın bütüncül ve yaşamsal bir mücadele, emek ve ifade alanı olduğu kanısına varılmasına –belki de yeniden- sebep oldu. Sürekli kendi kültür politikasını yaratmak zorunda bırakılmışlığın oluşturduğu çalışma koşulları, çalışma yöntemleri ve estetik, merak ettirici görünse de… Süreklilik kurmanın ve çözüm yolları üretmenin kararlılığı şaşırtsa da… Bu, böyle devam ediyor. Daima umutla…

---

-Yazıda adı geçen topluluk, sahne ve sanatçılar-
http://www.aydinteker.com
http://www.biriken.com
http://www.bgst.org
http://www.can-bora.com
http://www.ciplakayaklar.com
http://esrayurttut.com
http://www.galataperform.com
http://go-dot.org
http://www.gnlev.com
http://ikincikat.org
http://www.istanbulimpro.com
http://www.karmadrama.com/
http://www.kadikoyterminal.com
http://kumbaraci50.com
www.kadikoytheatron.com
http://www.modasahnesi.com
http://www.mekanarti.com
http://www.oyunatolyesi.com/
www.semaverkumpanya.com
http://www.sermolaperformans.com
http://www.seyyarsahne.com/
http://www.studiooyunculari.com
http://www.tiyatromedresesi.org
www.tiyatrod22.com
http://tiyatroboyalikus.blogspot.com.tr/
http://tatavlasahne.com
www.tiyatrokast.com
http://taldans.com
http://www.talimhanetiyatrosu.com/
http://www.tiyatrotem.com
http://www.tiyatroadam.com
http://tiyatrobereze.com/

Hiç yorum yok: